26 Nisan 2012 Perşembe

çiçek kokulu güzel kadına(ydı)




mahalledeki en tonajlı teyzenin gölgesi adına!
öyle hengameli, öyle büyük bir iş bu
iş bu minval üzre başladı her şey sevgilim


tıngır mıngır
topuklu ayakkabılar zerafetinde
bir çiçek serinliğinde
köftelersiz
salatalarsız
ve bir de penceresiz masada
(turgut ağabey' e selam olsun)
önce sular dolduruldu bardaklara
belki de hiç gelmeyecek misafirlere saklanan tabaklar gibi
yürekler çıkarılıp kondu sofraya


belki mutlu olamam ama
çok fiyakalı üzülürüm mesela
mesela sen gidersen-ki gitme-
benim omuzlarım düşer
cevabı yarı-bilinir sorular sorulur
-neden her pazartesi yağmur yağar?
-üşür mü iğne yapraklı çamlar da?
yok eğer kalırsan-ki kal-
evler yaparım sana inançlarımdan
çiçeklerine bahçe


haydi yine çeker misin saçlarımı
kökünden söküp alsın bitsin ağrılarım
yok,hayır! onlar gözlerim bırak kalsın
elimi mürekkebe buladım bir kere
sanmam ki bu kirler yıkanmakla paklansın


biz yine de bırakalım bunları sevgilim
sen bana bir çay demle
cennette seninle beraber çay içelim


ey sevdiğim kadın
hani hep yürürsün ya sağ yanımdan
sağ yanımdan yürü her zaman
sol yanımda...
çünkü sol yanımda zaten yine sen varsın...

Hiç yorum yok: